10 Aralık 2009 Perşembe

Beşiktaş Türkiyedir!

Uzaklarındaysanız hasretini iliklerinizde hissedersiniz. Yakınındaysanız bol bol keder... Ne bayramdır, ne de matem. Hüznünde ona sarılmak istersiniz, kış gününde içinizi ısıtan atkıdır. Tıpkı bir alamette koşa koşa sarıldığımız al sancak gibi...

Ülkenin iç meselesinden eksik kalır tarafı yoktur camianın. En kötü gününde bol bol malzeme verir medyaya... Meclis toplantılarına benzer olağan genel kurulları. İşler sarpa sarınca çareyi yurt dışı seyahatlerinde bulur başkanımız. Aynı başbakan gibi... Enflasyonla birlikte çıkar bilet fiyatları. Ülkenin en pahalı biletlerine sahiptir vefakar taraftarı. Tıpkı en pahalı benzini kullanan fakir halkım gibi... Hep bir avrupa hayali taşır. Yurt içinde eser gürler. Ama müzakere sürecinde yollar tıkanır. Sonra bir doping arar durur. Tıpkı Ali Babacan gibi.. Bol bol özelleştirmeyede başvurulur. İsim hakları, fulya blokları bir bir kırdırılır. Telekom, Ptt, Tekel gibi... Muhafazakar teknik direktöründen(Ertuğrul Sağlam), reformcu teknik direktörüne (Mustafa Denizli), herkes nasibini alır iç ve dış mihraklardan. Bölücü ele başlarıda vardır Beşiktaşımın. Diktatör rejimiyle tribünlerine adamlarını sokar, masum ve safkan taraftarları dövdürür... İçiyle,dışıyla,kaos ortamıyla Beşiktaş ne kadar da benzerlik gösteriyor ülkemin karakteristiğiyle. Bu yüzdendir ki Ay-Yıldızı dalgalandıran ender kulüplerdendir belki de...

Hiç yorum yok: