26 Ocak 2010 Salı

Gaz Sıkışması

Hani derler ya ''Ölmüş ağlayanı yok''. Beşiktaş'ın durumunu açıklayabilecek binbir özlü söyleyişten birisidir bu. Nereden tutsanız elinizde kalır bir durumda camia. Kongrenin gölgesiyle boydan boya kaplanan camiada taraftarından-yöneticisine, futbolcusundan-hocasına kimse 1 ay sonrasını göremiyor. Ortam bu vaziyetteyken maçlar oynanadursun, içimizde biriktikçe biriken gaz seçimin sonlanmasıyla ya patlayacak ya da tamamen boşalacak ve rahatlayacağız...


Rakip 2.lig takımı ve senden en az 5 gömlek düşük bir takım. Buna rağmen kendi sahanda bu denli sıkıntılara düşebiliyorsan artık belli şeylerin olmadığı kanıtlanmıştır. Serdar Özkan'ın toptan çok saçlarıyla oynaması, Nihat'ın takımdaşlık ruhundan uzak oluşu, Holosko'nun mental anlamda tam anlamda hazır olmayışı maçın yine sıkıntı içinde geçmesini sağladı. İsmail'in güçlü duruşunu çok beğendim. Genç oyuncu klasmanını atlamış ve ben bu takımın sol bekiyim diyebağıran özgüveni vardı sahada. Necip'İn kendi kalesine attığı gol onun nazar boncuğu olsun. Yine takımın en iyilerindendi. Rıdvan ise sağ bekte oynayamayacağının sinyallerini gün geçtikçe daha kuvvetli yakıyor. Çok teknik ve süratli olmasına rağmen, pozisyon bilgisi ve fiziki yeterliliği bek oynamak için oldukça düşük. İlk yediğimiz golde Gökhan'la birlikte o bölgeyi boşaltınca rakibi kaleciyle burun buruna bıraktı. Keza bir çok pozisyon onun alanından gerçekleşti... Maçta beni en çok heyecanlandıran olay ise aynı aynı sokakta oturduğumuz Bahadır ağbinin ikinci yarıda Konyada oyuna girmesiydi (turuncu kafa). Kendisi Beşiktaş'ın alt yapısında yetiştikten sonra birçok alt lig takımında forma giydi. Defansın ortasında sırıtmadan oynadı umarım gönlüne göre olur...

25 Ocak 2010 Pazartesi

Bakalım ''Sandık''tan Neler Çıkacak ?

Gerek tarzı, gerek sesi ve sahne şovlarıyla Türkiye'de yapılan bir çok işin kat be kat üzerinde olduğunu düşündüğüm Hayko Cepkin'in yeni albümü Mart ayında çıkıyor. Önceleri bir çok şarkıcının aranjmanlığını yapan Cepkin, ''Sakin olmam lazım'' albümüyle kendi adını piyasaya duyurdu. Şahsen bu albümdeki arabesk-rock tarzını daha çok beğensemde, maddi olarak daha da rahatladıktan sonra daha iyi soundlardan oluşan ''Tanışma bitti'' albümündeki sert şarkıları da çokça beğenimi kazanmıştı. Sesinin muhteşem tınılarıyla insanı başka alemlerde hissettiren Hayko'nun yeni albümü ''Sandık'' olarak açıklandı. Sanat hayatında biriktirdiği herşeyi sandığından çıkaracak olan Hayko, bu albümün daha sert ve daha arabesk olacağını söyledi. Yani tam benim beklediğim tarzda. Albümün çıktığı gün almayı düşünüyorum çünkü çok sabırsızlanıyorum. Türkiye'de bir çok kişinin burun kıvırarak baktığı bu kişiliğin yurt dışında bir çok alanda ilerlediğini söylemek bile Haykonun müziğinin ne denli başarılı olduğunu açıklar. Farklı olanı dışlama, herkesi aynılaştırma çabası altında bir türlü yurt çapında hakettiği yeri alamadığını düşündüğüm Hayko, ancak bir ilahi söylediği zaman ün ve şöhrete ulaşabildi. Eğer Hayko'ya tarzından ve özellikle isminden dolayı ön yargı besleyen varsa, bence bu düşüncelerini yıkmalı ve onun tadına doyulmaz sesinin büyüsüne bir an önce kapılmalı...

müzik - hayko cepkin-fırtınam | izlesene.com



müzik - hayko cepkin sıkı tutun | izlesene.com

23 Ocak 2010 Cumartesi

Karlar Düşer...

Karlar düşer, ben üşürüm. Bu soğukta beni buraya getiren şey ne diye düşünüp durayım, rakip durmaz o an. Golü yedik. Soğuğu iliklerime kadar hissederim bu golle ve soğuktan yaşaran gözlerimde ararım seni. Çaresiz bakışlar arasında santra yapılır. Üçlüyle başlanır yeniden sonra bir-iki-üç derken gol gelir. O an kendinden geçersein ve avazın çıktığı kadar bağırmaya başlarsın: SALDIR BEŞİKTAŞIM OLEEY! O anda gözün ne karı görür ne de buz tutmuş ellerinin artık hareket etmeyişini. Her düşen kar tanesinde çoğalır sevdan. İşte yaşıyorum dersin. Beşiktaş'ı hissedersin boğazını kesen her soğuk nefeste. Yaz aylarında tıklım tıklım olan tribünde taş çatlasın 6-7 bin kişi vardır bu kez. İşte gerçek Beşiktaşlılar deyip onlarda aldığın güçle tutunursun Kartalın kanatlarına. Oyun sıkışmıştır.. Senin de kalbin sıkışır. Zaten her yerden darbe yiyen takımının gözlerin önünde çırpındığını ancak yine sonunun hüsran olacağını anlarsın. Son düdük çığ etkisi yapar. Soğuktan gözlerinden sızan iki damla yaşa bir de hüznünü eklersin, bu fırsatla uzun zaman sonra ağlarsın. Naciz YETERRR çığlıkların sonuçsuzdur, çünkü karşı tribün bomboştur ve o çığlığı duyan yoktur. Küfürün dibine vurursun staddan ayağını dışarı attığın ilk adımda. Kaskatı kesilmiş ayaklarınla attığın her adımında katlanır öfken. Tramvaya attığın adımın ardından çözülmeye başlarsın ağır ağır. İlk kez başını kaldırırsın ve oraya doluşmuş insanların ne kadar senden olduğunun farkına varırsın. Senin gibi düşünür, senin gibi üzülüyordur onlarda. Aidiyet duygusunun tüm damarlarında dolaştığına tanık olursun o an. Marur durur herkes orada. Çıt çıkmaz ortamda, gerçek üzüntüyü yaşıyorsundur. Semtine ayak basmışsındır. O kadar yol tepinip arkanda bıraktığın bir şeyin karşıkonulmaz acısını yaşıyorsundur şimdi. Ev gözükür. Anahtarı çıkarmak için kaskatı olmuş elini cebine atarsın ve kapıya doğru uzatırsın. Bir türlü girmez oraya. Bütün hıncını kapıdan çıkarırsın. Beşiktaş'a kızıpta ona olan kutsal bağından dolayı edemediğin tüm küfürleri dış kapıya edersin ardı ardına. Sonra mis gibi sıcacık evdesindir. Anne dikilmiştir karşına. Bir türlü anlam veremediği tüm bu durumu, sana boş boş bakarak dışa vurur. Soyunup dökündükten sonra az biraz yemek yersin ve pijamaları giyip sıcacık yatağına girersin. Kafanı yastığa koyarsın ve gülümsemeye başlarsın birden. Dudaklarından tek bir cümle süzülür: ŞAMPİYON OLACAĞIZ BEŞİKTAŞIM BU SENE...
MAÇA GELİN!