17 Ağustos 2010 Salı

Daniel Gabriel Hilbert & Petr Cenk


Şahsi görüşüm; gecenin yıldızı tartışmasız Roberto Hilbert. Tekniği kısıtlı olmasına rağmen, Alman alt yapısının ürünü futbol mentalitesi ile futbol için yaratılmış üstün fizik gücünün birleşimini cömertçe sahaya yansıttı Hilbert. İnönü sakinlerine sıcak bir merhaba derken Hilbert, takımın büyük sıkıntılarına güle güle dedirtti çaktırmadan...

Öyle ya; Beşiktaş sağ kanadını son 2 senedir forvet patentli iki oyuncu, Holosko ve Nihat'la oluşturmaya çalışıyordu. Sürekli içe kaçarak oynayan bu ikilinin varlığında Beşiktaş neredeyse tek kanadından mahrum kalıyordu ve sol tarafta takımın tek kanat oyuncusu Tello'nun ayağına bakıyordu uzunca zaman. Bu kısırlıktan mütevellik Şilili bulunmaz hint kumaşı muamelesi görüp, hücumdaki tüm yük onun omuzlarına yükleniyordu.

Tello gidip Quaresma gelmişti ama kronikleşmeye başlayan tek kanada endeksli hücum anlayışı, bu sezon başındaki 5 karşılaşmaya da sirayet etmişti. Zira bir kanatta hala Nihat oynuyordu. Buca maçında görüldü ki, Quaresma'nın insanüstü çabası ve sihirli ortaları, ters kanatta varlığı şüphesiz bir eleman olmadığı müddetçe monolog, kısır ve genelde sonuçsuz kalacak bir hücum anlayışına dönüşecekti.

Schuster boşuna büyük hoca olmamış. O da heralde en az bizim kadar görüyordu ve erken teşhis sonucu hamlesini yaptı sonucunda tedavi yanıt verdi. Hilbert bugünkü oyunuyla fundimental olarak hem Holosko ve Nihat'ın çok önünde olduğunu gösterdi, hem de bu ikilinin övündüğü skorerlikte de pek kötü olmadığını sergiledi. Tipik 4-4-2 kanat oyunculuğunun yanında, Holosko ve Nihat'ın yapmaya çalıştığı gizli ve gezgin forvet görevinde de, (-ters kanattan ceza alanına girip forveti 2'leme) son derece başarılı olduğunu gördük Hilbert'in.

Sadece forma numarası ve 100 metreden futbolcu olduğunu belli eden fiziğiyle değil, hem kanatta oynayıp hem takımın hücumuna zenginlik katan anlayışıyla bana Daniel Gabriel Pancu'yu anımsattı Hilbert. İçeri katediyor, fuleli koşuyor, çalım atıyor, ceza sahası dışından gördü mü vuruyor; Pancu'nun tek yumurta ikizi sanki. Vasatın altında oynadığı Plzen deplasmanında bile direkten dönen bir şutuyla aksiyon yaratmışt.

Forvet krizinin dillendirildiği bu dönemde, bu bölgeye de takviye olabileceğini düşünüyorum Roberto Hilbert'in. Geniş seçenekli bu oyun anlaşışı, hırsı ve arzusuyla daha sahaya çıkmadan arkasından fısıldayanları da pis utandırdı Hilbert. Umarım tek sıkımlık bir performans değildir bu geceki.



Trtışmasız yıldızlar Quaresma ve Guti'ye değinmiyorum çünkü onları fazlasıyla kaleme alan olacaktır. Takımda bugün öne çıkan iki isim daha vardı Zapo ve Cenk. Özellikle Cenk'in performansı hususunda fazlasıyla sevinçliyim. Kalede dünyanın en iyi kalecilerinden Petr Cech olsa, gönlüm bu kadar ferah bir şekilde izlerim maçı heralde. Bize bu rahatlığı ve huzuru sağladığın için sana binlerce kez teşekkürler Cenk Gönen.

Hiç yorum yok: