8 Şubat 2010 Pazartesi

Bahar geliyor diye mi böyle oluyorum... Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar ?

Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, çok değil daha 2 ay önce falan. ''Kongre entrikaları ile sarsılan camia, Delgado sorunu, takımdan kesilen umut, Tabata tartışmaları'' gibilerinden bir çok çıkmaz ve söylentiler çemberinin içindeydi Beşiktaş. Öyle ya rakipler ardı ardına transfer yapıyordu, Siyah-Beyaz ilerisi için umut vermiyordu. Ayrıca yönetimle büyük bir kavgamız vardı ve kapıyı vurup çıkmıştık. Geride cam-çerçeve bırakmamacasına... Yıkık-dökük bir harabeden farkı yoktu camianın, can kırıkları yolun ortasına dağılmıştı. Konu komşuya rezil olurcasına...

Türkiye ekonomisi gibi iki ay sonra tamamen değişen vaziyet, hepimizi bir iç sorgulamaya itmiş durumda. Zira battı sanılan güneş bu haftadan sonra yeniden belirmeye başladı ufuklardan. En son yazımda gaz sıkışması diye bahsetmiştim. Şimdi tüpten sızan gaz her yeri doldurmuş durumda. Ve bir kıvılcım ortalığı yangın yerine çevirebilir. O yüzden Gençlerbirliği maçında çok dikkatli davranıldı. Ancak protestonun da dozu çok düşük kaldı.

Onca tantanaya rağmen, ''Bi daha eskisi gibi olmaz'' diyenlerin çoğunlukta olduğu bir ortamda, bu sefer ilk kez takım elini uzattı taraftara. Bu güne kadar hep kötü giden takımının yanıda olan bizlere, ''Durumun farkındayız ve buzları eritmek için var gücümüzle savaşacağız'' dercesine. Cuma günkü; baharın geldiğini simgeleyen, perdelerin arasından sızılan ilk ışık gibiydi ve kalbimizin en orta yerini sarıverdi hemencecik. Çünkü umutsuz yaşanmazdı, Beşiktaş'sız ASLA. Topçulardan uzanan bu ele icabetsizlik yakışmaz şanlı taraftara. Tıpkı geçen sene oldupu gibi yine arkalarında olacağız ve engelleri hep birlikte aşacağız. Alışık olduğumuz bu senaryonun en iyi yönetmeni olarak zafer yine bizim olacak.

Anınla şanınla sen yürü arkanda taraftarın gücü..
Son söz:Anne Babaya küsülür, Beşiktaş'a küsülmez!

1 yorum:

stalker dedi ki...

herkesin ağlaştığı bi ortamda böyle beşiktaşlıları görmek gerçekten çok güzel..