27 Şubat 2010 Cumartesi

Defansif (Kollektif) futbol!

Mustafa Denizli sahaya 8 defans 2 hücum oyuncusuyla çıkınca, kötü düşünceler zaptetti bünyeyi ister istemez. Gol umutlarımız formsuz Bobo ile isteksiz Tello olduğunu hesaba katınca, 2 kere ikiyi 4 ettiremedik bir türlü. Zira takımın reaksiyonu hakkında en ufak belirti belirmiyordu zihinlerde, iki haftalık performanslar arasında gece ile gün kadar farklar olması sebebiyle. Mustafa hoca yine tavşanlarını sürdü sahaya, tavşanlar çekirgeye dönüştü sonra Mancester ve Trabzon'dan sonra yeniden sıçradı bu defansif kadro...Mustafa hoca maç sonu kollektif futbol oynadıklarını ve defansif oyuncularının çokluğunun sorun teşkil etmediğini çıtlattı. Total futbol oynatıyormuş yani. Ama total futbolun Avrupadaki karşılığı ağırlıklı hücum oyuncularının defansa katkıda bulunmalarıdır. Yani en az iki kanat oyuncusu, ve en az iki forvetin yanı sıra, hücuma da çıkan bizdeki değimiyle ön liberoların top rakipteyken topun arkalarına geçmesiyle uygulanır total futbol. İşte başarıyı getiren sistemde budur ve zaten Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne erken havlu atmasına neden olan vaziyetin açıklamasıdır bu durum. Şimdi bu durumda Denizli'ye kızmamak lazım aslında suç yönetimindir. Elde bulunan kreatif adamların Tabata, Tello ve Yusuf olduğunu düşünürsek bu defansif oyuncuları ileride etkinleştirmeye çalışma arzusu, 8 defans oyuncusuyla arkayı düşünmeden güldür güldür ataklara çıkmak, bir Mustafa Denizli dehalığı olarak da değerlendirilebilir. Ama bu sistemin Beşiktaş'ı şampiyonluğa taşımayacağı da aşikardır. Çünkü tıpkı Galatasaray maçındaki gibi en uç noktada bu kazma oyuncular topla buluşunca top ağlarla buluşmakta sıkıntı çekiyor. İşin totaline bakmak gerekirse bu Beşiktaş gelecek haftalarda mücadelesiyle biz taraftarlara bolcana heyecan, ancak tarafsız futbol izleyenlerine bol bol bunalım-hezeyan verecektir. Sıkılacaklar için Bknz: Ntvspor-Spormax...

Hiç yorum yok: