14 Şubat 2010 Pazar

İçimizdeki Antepliler

Tabata, İsmail,Üzülmez, Toraman ve Ekrem gibi 5 tane Antepspor orjinli oyuncuyla sahadaydı takım. Allahtan baklavalı formayla sahaya çıkılmadı da, ekranda Beşiktaş namına Siyah-Beyaz birşeyler görebildik. Tabi ki şeklen. Siyahla Beyaz arasındaki kontrast kadar fark vardı geçen haftaki takımla bu haftaki arasında. Bu güne kadar hep mücadele eden, çabalayan ancak yeteneksizliğinden ötürü gol yollarında etkin olamayan bir takım izlemiştik. Ancak dünkü, birbirinden çok kopuk ve organizasyon adına en ufak belirtinin olmadığı silik bir takımdı.


Ulan kelin ilacı olsa başına sürer. Bu Gaziantep'te ne cevher görmüş ki başımızdaki büyüklerimiz(!) bu kadar kaynak yatırmışlar bu takıma. Antep'in madem bu kadar başarılı organizasyonu var, neredeler peki yıllardır. Bir Sivas kadar ilerleyemediler ligde. Sen kadronda 5 tane Antepli bulunduracaksın sonra A2 liginde takımın micadele edecek. 5 yılda bir tane paftan oyuncu çıkmazken, takımda 5 tane birden Antepli oyuncu ekmek yiyor. Kişisel olarak ithamlarda bulunmuyorum Toraman'ından Üzülmez'ine hepsi sevdiğim oyuncular ancak kadronda bir takımdan 5 tane oyuncu bulunuyorsa( ve o alt sıra takımı sen büyük takımsan) bu işte bir sorun vardır arkadaş. Boşuna beslemesinler A2'deki gençleri. Yada o kadar parayı Antepin takımına değil de mutfağına yatırsaydınız, baklava-kebapla besleseydiniz alt yapıyı daha verim alırdık şerefsizim.

Neyse çok sinir yaptım biraz dindi şimdilik. Taktik-teknik yazayım biraz da yumuşasın ortam... Avrupanın orta düzey takımlarının bile hücum hattına baktığımızda, bu bölgedeki oyuncularda aranan birinci öncelik 'Güç'tür. Rakibi ısıran, topu ayağına aldımı takımı rahatlatacak kadar ayağında tutabilen bu tip oyunculardan kuruludur Avrupa takımları. Ancak Beşiktaş'ın hücum hattına baktığımızda Bobo, Tabata, Tello, Nihat gibi kırılgan ve kaçak topçular gözlemliyoruz. Bu futbolcuların fizik kalitesizliğinden meydana gelen istikrarsızlıkları da işte bu tip zor deplasmanlarda sıkıntı yaratıyor. Bu kalitedeki tek oyuncumuz Holosko, ancak onun da yaratıcılık konusunda eksiklikleri var...

Şu kesinleşti ki, artık bu sene beklentilerimizin üstünü örtmemiz gerekiyor. Bu takım bize arefeyi gösterecek bayramı yaşatmayacak belli. Zira bu isteksizlikle asla şampiyonluktan bahsedemeyiz. Sahada coşkulu futbol oynayan oyuncumuz yok. Oyun sıkışınca sazı eline alacak bie otuncu gösteremeyiz. Sıkışıklığı çözmeleri için bel bağladığımız adamlara bakınca ise biraz daha efkarlanıyorum... Geçen hafta yüzümüzü okşayan hafif bir esintiden ibaretmiş. Umutlanmamak gerekirmiş bir iki güzel sonuçla. Ancak her ne olursa olsun Galatasaray maçı ayrı bir atmosferde geçeceğinden derbiden umudu kesmiyorum. İnönü'de cimbomu yenebiliriz ama yine sonrasında yine bir anadolu takımına kaybedip bi çuval inciri berbat edebiliriz. O yüzden bu sene Beşiktaş'ı uzun vaadeli etüd etmeye kalkmayın. İncirlerinize yazık olmasın.

Hiç yorum yok: