20 Haziran 2010 Pazar

Devir teslim töreni

Alışılmış transfer öykülerinin çok dışında bir serüven sonrası gökten bir yıldız indi İnönü'nün çimlerine. Taraftar bir Pascal'ı arzulamıştı böylesine, Fransa'da doğmayan birine bu denli bir sevda daha olamaz derken, geldi yanaştı Portekizli 'Çingene' Dolmabahçe iskelesine... Değişen tribün profili sonucu küçük bir endüstriyel futbol şımarıklığı olarak yorumlayanlar da var Q7 ısrarını ancak ben bu aşkın daha farklı boyutlarda alevlendiğini düşünüyorum. M-A-F döneminin sona ermesiyle yeşil zeminde doğan Beşiktaşsızlığı yıllardır gidermeye çalışan tribün emekçilerinin omuzlarında ağırlaşan bu yükü, yeniden futbol takımına devretme isteğinin dışa vurumudur bence Quaresma. Bu nedenle, 'Gelsin artık Quaareesmaa' diye bağıranlar, ''gözalıcı bir galeride araba beğenemeyen züppe çocukları'' şeklinde yorumlanmamalıdır. Aksine, ''küçük adımlarla büyük işler beceren bir mahalle esnafının, yaşamının baharında bir adım geri çekilip iki duble rakısıyla büyüttüğü değeri uzaktan izleme'' isteğinin isyanıdır bu haykırış... Artık gözler yıllar sonra yeniden yeşil zemine çevrilmektedir. Ve Beşiktaş'ı kitlelere yayma işini uzun zamandır mesai edinen Çarşı olgusunun bir süreliğine emekliye ayrılıp, formayı parıltılı bir yıldıza teslim edişinin merasimidir Cumartesi günkü...


...şimdi top Quaresma'da

Hiç yorum yok: